fbpx

DÜNYA MÜSLÜMANLARI BİZE NASIL BAKIYOR

Facebookta eklediğim Kazablanka’lı facebooktaki adıyla Muhammed Hatice; paylaştığı düşüncesini siz Arnavutköy haber okurlarıyla paylaşmak istedim. Önce Arapçasını altına da Türkçe tercümesini yorumsuz sizlere sunuyorum. Bakın Faslı bu Müslüman neler yazmış yorumu sizler yapın.

يُروى عن السلطان سليمان القانوني رحمه الله ( 1520-1566) أنه أخبره موظفو القصر ، باستيلاء النمل على جذوع الأشجار في قصر طوب قابي و بعد استشارة أهل الخبرة خلص الأمر إلى دهن جذوعها بالجير . و لكن لم يكن من عادة السَلطان أن يقدم على أمرٍ دون الحصول على فتوى من شيخ الإسلام فذهب إلى أبي السعود أفندي بنفسه يطلب منه الفتوى ، فلم يجده في مقامه ، فكتب له رسالة شعرية يقول فيها
إذا دب النمل على الشجر ** فهل في قتله ضرر ؟
فأجابه الشيخ حال رؤيته الرسالة قائلا
إذا نُصبَ ميزان العدل ** يأخذ النمل حقه بلا خجل
و هكذا كان دأب السلطان سُليمان ، إذ لم يُنفذ أمرا إلا بفتوى من شيخ الاسلام أو من الهيئة العليا للعلماء في الدولة العثمانية تُوفي السُلطان في معركة – زيكتور – أثناء سفره الى فيينا فعادوا بجثمانه الى إسطنبول ، وأثناء التشييع وجدوا أنه قد أوصى بوضع صندوق معه في القبر ، فتحيّر العلماء و ظنوا أنه مليء بالمال ، فلم يجيزوا إتلافه تحت التُراب ، وقرروا فتحه أخذتهم الدهشة عندما رأوا أن الصّندوق ممتلئ بفتاويهم : فراح الشيخ أبو السعود يبكي قائلا: لقد أنقذت نفسك يا سليمان ، فأي سماءٍ تظلنا … و أي أرضٍ تُقلنا إن كنا مخطئين في فتاوينا

ملحوظة : حاول بعض الاوروبيين والأتراك العلمانيين تشويه صورة السلطان سليمان من خلال مسلسل “حريم السلطان ” وتصويره بالسلطان المحاط بالنساء ، وبصورة الدولة التي في عهده ينغمس فيها السلطان والوزراء والقادة بالخمر والنساء على الرغم من أن السلطان سليمان كان مستمر في جهاد على عدة جبهات لأكثر من ثلاثين سنة، ولم يعرف الراحة إلى في أواخر حياته بعد أن تقدم به العمر.

Kanuni Sultan Süleyman Allah ona rahmet etsin (1520-1566) hakkında Rivayet edilir ki; Saray personeli haber verdiler; Topkapı Sarayı’nda ağaç gövdelerini karıncalar sarmış. Uzmanlara danışınca ağaç gövdelerinin kireçle boyanması tavsiye edildi. Ama genelde Sultan Şeyh ül-İslam’dan fetva almadan iş yapmak âdeti değildi. Kendisi bizzat fetva almak için Ebu Suud Efendi ye gitti. Onu yerine bulamayınca, ona şiirsel mesajı yazdı

إذا دب النمل على الشجر ** فهل في قتله ضرر ؟

Ağaçları karınca sarsa eğer ** onu öldürmekte var mıdır zarar?

Mesajı gören Şeyh ül-İslam şöyle cevap yazdı.

إذا نُصبَ ميزان العدل ** يأخذ النمل حقه بلا خجل

Adalet terazisi kurulunca ** çekinmeden hakkın alır karınca

Bu şirin aslı şöyledir:

Dırahtıger ziyan etse karınca ** Zarar var mı karıncayı kırınca

Ebu Suud efendinin cevabı:

Yarın hakkın divanına varınca ** Süleyman’dan hakkın alır karınca

Ve bu yüzden sürekli Kanuni Sultan Süleyman oldu. Çünkü şeyh ül-İslam’dan veya Osmanlı devletinin yüksek âlimler heyetinden fetva almadan hiçbir iş yapmazdı.

Viyana ya yaptığı bir seferde Zigetvar muharebesinde şehit oldu. na’şı İstanbul’a getirildi ve cenaze töreni sırasında, o mezarına onunla birlikte bir kutuyu koymalarını vasiyet etmişti. Âlimler buna şaşırdı, o kutunun para dolu olduğunu düşündüler. Toprak altında tahrip olmasını uygun görmeyip kutuyu açmaya karar verdiler. Kutu onların fetvaları ile dolu olduğunu görünce de irkildiler.

Şeyh Ebu Suud Efendi: “Sen kendini kurtardın ey Süleyman ya bizim fetvalarımız yanlış ise bizi hangi sema gölgelendirir, hangi yer kabul eder” diyerek ağlamaya başladı.

Not: Bazı Avrupalılar ve laik Türkler “Sultan’ın haremi” (muhteşem yüzyıl) dizisiyle Sultan Süleyman’ın şanını lekelemeye çalıştı. Dizi de kadınlarla kuşatılmış padişah portresi ve devlet içinde şarap ve kadınlara bulaşmış Sultan, vezirler (bakanlar) ve komutanlar portresi sergilendi. Hâlbuki Sultan Süleyman otuz yılı aşkın bir zaman çeşitli cephelerde sürekli cihatta olmuş ve hayatının sonuna kadar da rahatlık nedir bilmemiştir.

Kazablanka’lı Muhammed Hatice

Yazar : İkrami Berker

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir